Eski Van Valisi Hikmet Tan’a 2 Temmuz 2004 yılında suikast düzenlenmişti. Bombanın 5 saniye geç patlamasıyla Tan yara almadan kurtulmuştu. Suikastta 5 kişi ölmüş, 23 kişi de yaralanmıştı. Aracı ile konağından hareket eden Vali Tan, korumaları ile valilik binasına giderken Cumhuriyet Caddesi’nde bomba yüklü bir araç konvoyun geçişinden 5 saniye sonra patlatılmıştı. Bombalı saldırı ile ilgili Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada yargılanan 4 PKK’lıdan üçüne müebbet verildi. Bir PKK’lıya da 7 yıl 6 ay hapis cezası verdi.
Sanıkların avukatı Dincel Aslan, olayda Hizb-ut Tahrir-Ergenekon bağlantısı olduğu iddiasıyla Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeniden yargılama talebinde bulundu. Sanık Avukatları Dinçer Aslan’ın, temyize götürdüğü mahkeme kararı yargıtay tarafından onaylandı. Böylece sanıkların cezaları kesinleşmişti.
Aslan, dilekçesinde şu ifadelere yer verdi: “Hikmet Tan kendisine yönelik saldırıda Ergenekon ve JİTEM’den şüphelendiğini söylemiştir. Konuşmasının devamında ise ‘Eğer mahkemeler ve savcılar tarafından ifadem alınmak istenirse seve seve ifade vereceğim’ demiştir. Tan, başka bir demecinde eski DEP milletvekilleriyle Van Valiliği’nde görüşmesi dolayısıyla Van’daki askeri makamlar tarafından tehdit edildiğini ve akabinde suikast olayının meydana gelmesi anlamlı bulunmuştur.
Vali Tan’a yönelik suikast girişiminden sonra olay mahallinde bulunan bazı vatandaşların Hizb-ut Tahrir’in kullandığı işareti yaparak slogan atıldığı yönünde iddiaların olduğunu anımsatan Aslan, bunun araştırılmasını istedi. Devam eden Ergenekon soruşturması ve kovuşturmasında Hizb-ut Tahrir-Ergenekon bağlantısının ortaya çıktığına işaret eden Aslan, bu sebeple yargılamanın yeniden yapılmasını talep etti. Dilekçesinde yargılanmanın yenilenmesi istemlerinin kabul edilmesi isteyen Aslan, Hikmet Tan’ın dosya kapsamında tanık olarak dinlenilmesini talep etti.
Tan, JİTEM’in varlığından şüphe duymadığını söylemişti. Tan, kendisine yönelik suikastın perde arkasında JİTEM’in olup olmadığının ise araştırılmaya değer bir konu olduğunu açıklamıştı. “JİTEM’in resmi olarak değil ama fiili olarak Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı olarak çalışıyor. JİTEM’in varlığından ilk kez 1992 yılında Jandarma İstihbarat Binbaşı Cem Ersever’in öldürülmesinin ardından haberdar oldum. O dönemde Ankara Altındağ Kaymakamı olarak görev yapıyordum ve bir dizi esrarengiz öldürme olayına şahit oldum.
Bu olayların bir birleri ile bağlantılıdır arkasında ise JİTEM’in olduğunu düşünüyorum. Bana yapılan suikastı PKK’nın yaptığı ortaya çıktı. Durum her ne kadar böyle olsa da benim kanaatim bu olayı perde gerisinde PKK’ya bağlı bazı yan kuruluşlar ile devletin içindeki bazı kuruluşların parmağı olduğu yönünde. Şüphelendiğim kuruluşlar arasında JİTEM de var. Ama bunun, yüzde 100 onlar tarafından yapılıp yapılmadığı araştırılmaya değer bir konudur.”
Ben o yıllarda halkla devleti kaynaştırdım, barıştırdım. Halka devletimizin sıcak yüzünü gösterdim. Bundan rahatsız olanların içinde PKK’nın ve onun siyasi kolunun olduğu tartışmasız. Ama devletin içinde de bu durumdan rahatsız olanlar vardı.”
PKK'lılar ceza almadı ama Jitem şüpheside var
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder