5 Temmuz 2013 Cuma

Polisler neden intihar ediyor?


Türkiye ’nin polis şiddetiyle kavrulduğu haziranın ilk haftası, Gezi direnişinden bağımsız olarak, altı polisin intihar ettiğini duyduk önce. Üç hafta sonra, aynı gün içinde üç polisin hayatına son verdiği, birinin son anda engellendiği haberi geldi…

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) verilerine göre 2000’den bu yana 340 polis intihar etmiş. Emniyet-Sen ise bu sayının 600’ün üzerinde olduğunu söylüyor. EGM, 2012’de 25 intihar vakası yaşandığını söylerken, Emniyet-Sen Genel Başkanı Faruk Sezer, “Bir intihar olur olmaz bize bildiren temsilcilerimiz var. Bu sayede 2013’ün ilk altı ayında 21 polisin intihar ettiğini biliyoruz… Durum böyleyken 2012’de intihar vakalarının sayısının 25 olarak gösterilmesi kuşkulu. EGM, sayıyı az gösteriyor” diyor. Sezer’le intiharları konuştuk…


Gezi olaylarının sizin gözünüzdeki yeri nedir?


Gezi olayı Emniyet teşkilatı için bir milat olmalı. Çünkü bu süreçte teşkilatın aslında çıplak olduğu; yani hiçbir lojistik imkânı olmadan sadece öne sürülmüş kişiler olduğu ortaya çıktı. Polis şunu anladı: Demek ki biz iki dudak arasından çıkan bir laf sonucu 18 gün boyunca evimize gönderilmiyormuşuz, demek ki bizim sorgulama ve karar verme yetimiz yokmuş.


Ama bu 1980 sonrasında değişen bir şey değil mi?


Hayır, bizim teşkilat 1934 ve 37 yılından kalma kanunlarla yönetiliyor. Üzerine iki darbe, iki muhtıra, bir de e-muhtıra görmüş bir ülkeden bahsediyoruz. Tek parti dönemi, Atatürk dönemi, Milli Şef dönemi, 1950-60 arası demokrasiye geçiş dönemi geçirmiş ve hâlâ kanunlar orada. 1961 Anayasası’nın alt kanunları dahi değiştirilirken buna dokunulmamış. Çünkü polis böyle lazımdı bu devlete.


‘Böyle lazımdı’ dediğiniz ‘sorgulamayan’ mı?


Tabii, görevi sorgulamasın, hükümetlere tabi olsun. Her zaman hükümetin polisi oldu Türk polisi. Hükümetin polisi olduğu için de ne yazık ki devletin polisi olamadı.


Emniyet-Sen’in kuruluş amacı bunu kırmak mıdır?


‘Ergonomik çalışma saatleriyle çalıştırılalım’ diyoruz, yok! Haftalık çalışma saati 40 saattir diye yazıyor Devlet Memurları Kanunu’nda, fazla çalıştırıyorsun karşılığını vermiyorsun! Daha bir sürü sıkıntı için kuruldu sendika ama bir numaralı sebebi intiharlardır. Bunun da sebebi yoğun çalışma saatleri, mobbing, sürgün, yıldırma, sindirme ve buna sonuç gelen ruhsal bozukluklara hiçbir yardım yapılmaması.


Bildiğim kadarıyla EGM çatısı altında Türkiye genelinde sadece 144 psikolog var, bunların 2’si İstanbul ’da ve 40 bin polise hizmet ediyor. Çok az değil mi? 

Psikologdan ziyade rehber demek daha doğru ama meselenin özü şu: Psikolog, ona anlattığını kendinde tutar, senin sırdaşındır. Seni ruhen boşaltmaya yarayan insandır. Doğru mu?




Doğru.


Hayır, bu boşaltmıyor işte!


Ya ne yapıyor?


Mimliyor. Dinlediğini kaydediyor. Gidiyorum, anlatıyorum böyle, böyle diye. Yarın müdürüm çağırıp soruyor: ‘Eşinle böyle sıkıntın varmış, ne var, hayırdır?’


Yasalara aykırı değil mi bu?


Bizim teşkilatımızda yasa yoktur, bunu unutun… Biz konulmuş olan yasayı koruyanız, fakat yasaların verdiği kendi haklarımızı koruyamıyoruz.


Bir polis, psikologa ya da sizin tabirinizle rehbere giden memurun silahına el koymaya kalkan idareciler olduğunu anlattı bana.


Yetki verildi amirlere, kendine zarar verebilir diye istediği zaman polisin silahını alabiliyor. Bu, koruma amaçlı gibi görünse de, bir noktadan sonra tehdit amacına dönüşüyor. Özlük haklarını koruyorsun ama silah polisin vücudunun bir parçası olmuş, o derece kanıksıyor. Adamın ha kolunu kesmişsin ha silahını almışsın, aynı şey… İşte onun için o polisin silahını almak, arkadaşlarının içinde küçük düşmesine yol açmak, psikolojisini bozmaktır. Ama kendine, eşine, çocuğuna zarar vereceğini düşünüyorsak hemen alalım o silahı. Zaten onu biz de savunuyoruz. Bu intiharlar bitsin artık.


EGM, Haziran başında yaptığı açıklamada intiharlara ilk sebep olarak ruhi bunalımı göstermişti. Sonra ailevi meseleler ve maddi problemler…


Yapılan açıklamalar, psikolojik sorunlar, ailevi problemler ve borçlardan bahseder. Öldükten sonra ‘Psikolojik sorunu vardı’ diyorsun, demek ki bu sorundan haberdarsın. O zaman neden müdahale etmedin, neden silahını almadın, neden psikiyatra, psikologa göndermedin? Borç meselesi… Polis Bakım ve Yardım Sandığı’mız var bizim, POLSAN. ‘Borcu vardı’ diyorsun; hayatına son verecek kadar borcu olduğunu bildiğin personelinin bu sandıktan ücreti mukabilinde borçlarını neden ödemedin? Kapatacaksın borcunu, ödeme planını 60 aya yayacaksın, bir can kurtaracaksın. Ha bir daha borç yaparsa, ihraç suçu verilmeli ama… Samsun’da geçen gün bir polis 13 bin lira için intihar edecekti, son anda engellendi.


Ailevi problemler peki?


‘Ailevi problemleri vardı’ diyorlar, bunu nereden biliyorlar? Demek ki öğrenmiş bir şekilde. Ne yapmış, hiç! ‘Karınla kavga ediyormuşsun, bir daha kavga et seni sürerim’ diyen amirler var. Size daha vahim bir şey söyleyeyim: İntihara teşebbüs eden adamı tedavi edeceğine, soruşturma açıyor bu teşkilat, ceza veriyor.


Nasıl cezalar bunlar?


Altı ay, 24 ay kıdem tenzili filan veriyor, artık kafasına ne eserse. Bakın, EGM’ye göre 2000-2010 arası 320 intihar var. Biz de Emniyet-Sen olarak diyoruz ki hayır, 630 civarı intihar var. Biz bizimkinin doğru olduğunu biliyoruz, farklı şehirlerdeki temsilcilerimizden sıcağı sıcağına bilgi geliyor çünkü. Ama diyelim ki EGM’nin dediği doğru, 365 günü 320’ye oranlarsanız 12-13 günde bir arkadaşımızın canına kıydığını görürsünüz. E bu az mı? EGM, yine 1990-2010 arası 516 polis intiharı gösteriyor. 427 polis memuru canına kıymış, 3 tane 1. sınıf emniyet müdürü, 2. sınıf emniyet müdürü hiç intihar etmemiş, 3. ve 4. sınıf emniyet müdüründen 1’er tane, 1 emniyet amiri, 6 başkomiser, 4 komiser, 7 komiser yardımcısı intihar etmiş. Emniyet müdürlerinin ruhsal bunalımları neden yok, ailevi ilişkileri harika, eşleriyle araları mükemmel mi? Borçları yok mu? Polis memurlarında var bütün bunlar da müdürlerde neden yok?


Neden?


Çünkü gerçek sorun bu değil. İntiharların altındaki gerçek mobbing, baskı, yıldırma, sindirme ve sistemsizliktir.


Mobbing örnekleri verir misiniz?


Sırf amirinin özel işlerini yapmadığı için sürülen polis var. Polis, ‘Bana çay getir’ diyen amirine o çayı götürmezse, nöbetiyle uğraşacağını, çorabına, tıraşına kafayı takacağını, performansını düşük vereceğini biliyor ki performansa da gerek yok nöbet geliş, gidiş saatine bakar, yıldırır, bıktırır. ‘Amirim Kuşadası’nda yer ayırttım 1 ile 10 Temmuz arası…’ ‘Oo hem de Temmuz’un 1’i ha? Dur bakalım, o zamana kim öle kim kala.’ ‘Ama amirim parasını peşin ödedim.’ ‘Temmuz’da da herkes izne çıkmak istiyor.’ İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinde der ki, ‘Personel izne çıkmak istediğini bir hafta önceden yazılı olarak bildirir ve çıkar.’ Ta ki olağanüstü duruma kadar… Olağanüstü durumlar olursa izinler kapatılır. ‘Kim görev yapacak?’ diye soruyor amiri. Bir kere, kanunda yazar ‘Diğer birimlerden takviye yapılır’ diye.


E neden yapmıyor peki?


Çünkü ‘İzin benim tekelimde’ diye görüyor. Ben burada o amire kızmıyorum, onu tehdit ettiren sisteme kızıyorum. 1934’ten kalan Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, 37’den kalan Emniyet Teşkilat Kanunu ve 79’dan kalan disiplin tüzüğümüz değişmedikçe o yanlış yapan amirler artacak. POLSAN mesela, polis olarak paramın işletildiği, ortağı olduğum bir kurum. Oradan kendi paramı çekeceğim, kredi istiyorum, amirimin imzası onayı lazım. Artık kefilsiz 100 bin lira kredi veren bankalar çağında ben kendi paramı amirimin onayıyla alıyorum. Tabii onaya giderken form dolduruyorum. ‘Kredi mi çekiyorsun, hayırdır? Borç mu yaptın, araba mı alacan lan?’ O da ‘Sana ne!’ diyemiyor, söylemek zorunda değil ki neden borç aldığını, baskı altına giriyor.


Başka bir örnek?


Sivas’ta 2010’da, 34 yaşındaki bir memur, amiri tarafından darp edildi, gururuna yediremedi ve intihar etti. Kasıtlı olarak gece nöbeti verilen bir kadın polis, ‘Çocuğum küçük’ dediğinde ‘Doğurmasaydın, bana mı sordun?’ cevabı aldı. ‘Elimde olsa şu teşkilatta bir tane bayan çalıştırmazdım’ diyen bir zihniyetten bahsediyoruz.


İSMİ BİZDE SAKLI, BEŞ YILLIK BİR POLİS MOBBING’LERE ŞU ÖRNEKLERİ VERİYOR:

Yakın zamanda yaşandı: Şarkı çıkan polisler, Doğu’dan ev tuttu kiralarını ve depozitolarını ödedi. TIR’larla eşyalarını, ailesini gönderdi. Ortalama 6 bin TL masraf yaptı. Tam tayin kağıdını almaya gidiyor, hoop bir haber şark görevleri 1 yıl ertelendi. Mağduriyet hat safhada.

Günlük tutanak getirmeyen ekiplere çıkış verilmedi. Memurlar artık birkaç saat daha fazla çalışmamak için sahte tutanaklar düzenlemeye başladı, vatandaşların sicili bozuldu.
Telefonla konuşulmayacak, personel kendi arasında konuşmayacak. Güneş gözlüğü takmak yasak. Ekip aracından çıkmak veya 15 dakikadan fazla bekleme yapmak yasak. Sürekli devriye atılacak, günde 250 GBT 150 araç sorgusu yapılacak. Siyah renkli çorap ve iç çamaşırından başka renk giymek yasak. Oruçlar yarım saat geç açılacak. Facebook, Twitter kullanmak yasak. Telefonlar 24 saat açık tutulup her aramaya cevap verilecek. Her ay kişi başı 20 TL para toplanacak idareye ki nereye harcanacağı belli değil. Çekiciler günde 80 araç çekmezse çıkış alamaz.


Gezi parkı olaylarından dolayı, birkaç gün eve gidemeyip artık dayanamayacak halimiz kalınca ‘Beğenmeyen geçsin karşıya, bize taş atsın, çalışacaksınız’ dendi.
Şark tayini çıkan personel, doğuda işlerini halletmek (ev tutmak vs.) için doktor raporu aldı. Rapor alan arkadaşlarımıza ‘Vatan hainisiniz, karaktersizsiniz, devlet düşmanısınız’ dendi.

Polis ailesiyle tatil planı yapmış, rezervasyon yapmış, uçak bileti almış. Tam tatil arefesinde bir haber geliyor: Keyfi olarak izinler kapalı. Eşi polise yükleniyor, çocuklar babaya çatıyor. Psikoloji eriyor.


EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VERİLERİNE GÖRE 2000-2010 ARASINDA, RÜTBEYE GÖRE İNTİHAR İSTATİSTİĞİ


1. Sınıf Emniyet Müdürü 3

2. Sınıf Emniyet Müdürü 0

3. Sınıf Emniyet Müdürü 1

4. Sınıf Emniyet Müdürü 1

Emniyet Amiri 1

Başkomiser 6

Komiser 4

Komiser Yardımcısı 7

Polis Memuru 427

Çarşı Mahalle Bekçisi 27

Diğer 27

Toplam 516


EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VERİLERİNE GÖRE 1990-12.05.2010 ARASINDA, NEDENLERİNE GÖRE İNTİHAR İSTATİSTİĞİ

Ruhi bunalım 97

Nedeni belli değil 83

Ailevi neden 64

Maddi problem 56

Gönül meselesi 18

Sarhoşluk 2

Toplam 320


 




Polisler neden intihar ediyor?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder