57 kişilik ‘ilk imzacılar’ listesine baktım, çoğunu tanıyorum…
Kimi akademisyen, kimi sanatçı, kimi gazeteci, kimi yazar…
Tek ortak noktaları var, hepsi kadın.
Dahası, hepsi başörtüsüz kadın…
Bir önemi var mı?
Aslında olmaması gerekiyor…
Başörtülü ya da başörtüsüz…
Bu ülkede kadınsan bir şekilde mağdursun…
Kocan, baban, ağabeyin, mahallelin, devletin bir yolunu bulup mağdur eder seni.
Ama başörtüsü konusu yıllarca o kadar istismar edildi ve mağduriyet yarattı ki ‘Haksızlığa son verin’ çağrısının başörtüsü takmayan kadınlardan gelmesi önemli.
Başörtülü kadınlar zaten mağdur…
Yıllardır seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Anlamlı olan, onların uğradığı haksızlığa son çağrısını onlar adına başörtüsü takmayan kadınların yapması.
Hem de hemen ‘erteleme değil, çözüm istiyoruz’ diyerek…
Keşke başörtüsüz kadınlar bu çağrıyı bu netlikte 10 yıl önce yapabilseydi.
Empati duygumuz çok daha erken gelişseydi.
Ama olmadı…
Kadınlar bile yıllarca hemcinslerinin dertleriyle ideolojik bariyerleri aşıp dertlenemedi.
Türk Kürt’ü, laik dindarı, Sünni Aleviyi, çoğunluk azınlığı anlamayı, kendisini onun yerine koymayı denemedi.
Ve bugünlere geldik.
Mağdurun kolaylıkla mağrur, mazlumun zalim olabildiği günlere…
İşte böyle bir dönemde başörtüsü takmayan kadınlar başörtülü hemcinslerinin uğradığı haksızlığa karşı başkaldırdı.
Çağrı o kadar kadın, o kadar kucaklayıcı, o kadar tutarlı ve sağlam ki…
Ne kamu-özel sektör ayrımı yapıyor ne de kamuda hizmet alan-hizmet veren saçmalığına sapıyor.
Ne sadece iktidarı göreve çağırıyor ne de bu meseleyi tek başına muhalefete yıkıyor.
Örtü bahane edilerek yapılan örtük ayrımcılığa bile açıktan karşı çıkıyor.
Bu kadınlar ezber bozuyor…
Buyurun siz de…
Ya ezberinizi bozun ya da ezber bozun…
Çünkü Türkiye’nin Kürt sorunundan Beyaz Türk sorununa, Alevilikten azınlıklara o kadar çok konuda ezberinin bozulması gerekiyor ki…
Tüm Siyasi Partiler ve Kamuoyuna
Haksızlığa Son Verin: Erteleme Değil, Çözüm İstiyoruz!
Türkiye’nin son 20 yılına damgasını vuran Müslüman-laik çatışması eksenine oturtulmuş siyasetin en büyük mağdurları hep kadınlar oldu. Ülkemizin en önemli meselelerinden birisi kadınların konumunun güçlendirilmesi ve toplumsal hayatın her alanına katılması iken başı örtülü ve başı açık kadınlar arasında ayrım yaratmaya yönelik söylem ve uygulamalar, en büyük zararı yine bu hattın her iki tarafındaki kadınlara verdi. Bizler, başı örtülü kadınlara yönelik eşitsizlik yaratan her türlü uygulamaya karşı çıkıyoruz. Başörtülü kadınların kamu hizmetlerinde görev alma, başta milletvekilliği olmak üzere merkezi ve yerel yönetimlere seçilme haklarının önündeki her türlü yasal ve yasal olmayan engelin ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz.
Hizmet alan–hizmet veren ayrımı yapmıyoruz. Yapılmasını reddediyoruz.
Emek piyasasında başörtülü kadınlara yönelik örtük ayrımcılığa son verilmesini istiyoruz. Bu tür eşitsizliklerin, esas meselemiz olan kadına karşı ayrımcılıkla mücadelenin önünde de bir engel olduğuna inanıyoruz.
Bu nedenle, başta iktidar partisi olmak üzere, TBMM içindeki ve dışındaki tüm siyasi partileri başörtülü kadınların haklarından yararlanmalarını engelleyen yasal mevzuatın değiştirilmesi için acilen, önkoşulsuz harekete geçmeye çağırıyoruz.
Bu kadınlar ezber bozuyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder